Günümüz dijitalleşen dünyasında kimliklerin imaj ve içerik kavramları üzerinden yeniden inşası söz konusu. Tarihin her döneminde gelişip yenilenen, kendine özgü bir anlayışı ortaya çıkaran teknolojik süreçler vardır. İnsan bu teknolojik gelişmelere uyum sağlayarak, oluşan yeni formlara kendini adapte eder. Uygun iletişim sistemleri içerisinde anlam kazanan teknoloji kültürü, bireylerin birbiri ile temasında etkili bir aktarım aracı haline gelir. Günümüzde iletişimin kurulmasında önemli bir etkiye sahip olan sosyal medya platformları, bireylerin kendini ifade biçiminde oldukça önemli yer tutmaktadır. ”Kendini ifade etmek” reel hayatın akışı içerisinde ”içerik” ile var olurken, sosyal medya platformları üzerinden ”imajlar” ile gerçekleşmektedir. Reel ile sosyal medyanın git gide birbirine karıştığı günümüz çağında, ”imaj”’ ön plana çıkarak ”içerik” önemsizleşmiştir.
Nitelik kaybı
Sosyal medya platformları üzerinden kimlik inşasına başlayan birey, yansıtmak istediği ”imaj” biçimini oluşturur. Gündelik hayatın akışı içerisinde de elbette ideal kimlik inşası vardır. Ancak burada dikkat çekilmek istenen, işin tehlikeli boyutu; yaratılan imajların ötesine geçememek olacaktır. Bireyin hayatında önemli bir belirleyici olan ”imaj”, sosyal medya araçları ile sadece ”görünenin” anlam kazanmasını sağlamıştır. Görünenin ötesi saf dışı kalmıştır. Özellikle instagram ve twitter üzerinden bu yüzeyselliğin aktif olduğunu çok net görebiliriz. Yani içeriğin hiçbir önemi kalmadığı, imajların içeriğin önüne geçtiği bir oluşum söz konusudur.
Gerçek
Gerçekliğin abartılı bir ”imaj” olarak sunulduğu bu platformlar aracılığı ile birey, tek bir seferde gördüğü, okuduğu, algıladığı şey üzerinden bir takım varsayımlara ulaşır. Bireyin kendini aktarmak istediği biçim, fiziksel ve algısal olarak ”gerçek kimliği” ile değişkenlik gösterebilmektedir. Burada her şeyin imaja indirgenmesi sonucunda, niteliğin tamamen kaybı söz konusudur. İçerik o kadar geri plana atılmıştır ki birey, tek seferde tükettiği üzerinden her şeyi algılayacağı kanısına ulaşır. Böylece ”gerçek” oldukça önemsiz hale gelmektedir.
Yaratılan İmajlar
Sosyal medya platformları zamanla etki alanları artan bir performans izlemiştir. Günümüz toplumlarında pek çok alanda bu etkileri görmek mümkündür. Örneğin; sosyal medya hesaplarının kullanım şekli, etkileşimi, takipçi oranı, paylaşılan fotoğraflar, gönderilen yazılar bireyin iş hayatını etkileyebilmektedir. Sadece ”imaj” üzerinden varolan birey yarattığı imajı en iyi şekliyle göstermek isteyecektir. Zaten sosyal medya platformları da imajın öne çıkması için ”estetik” araçlar ile donatılmıştır. Filtre özelliği bunların en aktif olanıdır.
Özellikle entelektüel arayışın geri plana atıldığı birey ve toplumlarda içi boş imajlar yaygındır. Bunu aynı abartılı ve gerçeklikten uzak ”ürün tanıtımlarına” benzetebiliriz. Sunulan ürünün işlevinden ve içeriğinden çok her zaman ”imajı” önemlidir. İmaj, canlı renklerle sunulmuş, uygun bir atmosfer ile örülmüş, estetik bir biçimde birey ile buluşur. Birey ve nesne arasında ”imaj” yolu ile kurulan bu bağ, içeriği ikinci plana atar. Ürünün işlevi, dayanıklılığı, kalitesi, kullanılan malzemeler, kim tarafından üretildiği ”amaçlanan kitle” tarafından araştırılmaz. Tek seferde alınan ”İmaj” içerik hakkında bilgi sahibi olunduğuna dair bir yanılsama sunar. Tabii ki sosyal medya hesapları ve ürün tanıtımları farklı alanlar ancak burada kilit nokta ”yaratılan imajlar”. Evrenin genelinde pek çok konu üzerinden ”imaj’ meselesine değinebiliriz. Belki ileride teknoloji kültürü daha farklı bir kırılım gerçekleştirir ve sosyal medya platformları farklı bir yöne evrilir…